COVID-19’un etkileri

COVID-19 nam-ı diğer koronavirüs herkesin tüm ezberlerini bozdu. İnsanlar şapkasını önüne koyup neyi nasıl yapması gerektiğini tekrar değerlendirdi.

Sistemleri, ekosistemleri, ekonomiyi, iş dünyasını, devletleri, sosyal etkileşim şekillerini, kültürleri, yani aklına gelebilecek neredeyse herşeyi herkese yeniden sorgulatıyor. Böyle bir darbeye kimse hazır değildi. Bu kriz devam ettiği müddetçe de bu darbe, bu sorgulama ve bu ezber bozma daha da derinleşecek gibi görünüyor. Belki de bir gün gelecek ve şunu diyeceğiz. Dünya savaşı çıksaydı belki bu kadar yıkıcı olabilirdi. Çünkü genelde dünya savaşları sistemlerin ve düzenin bozulup sonra yeniden kurulduğu dönemler olmuş.

Koronavirüs bir çok alanda “iş yapış şekillerini” değiştirecek gibi duruyor. Mesela:

Fiziksel toplantılar yapılamaz oldu, çevrimiçi görüşme platformları ise birden yaygınlaştı, standart hale geldi. Borsalarda çevrimiçi görüşme firmalarının hisseleri zirve yaptı.

Özellikle beyaz yakalı çalışanlarda, evden çalışma/çalıştırma seçeneğinin uygulanabileceği görüldü. Bir firmaysanız öyle büyük büyük ofisler kurmaya ve herkese ofis alanı ve altyapısı sunmaya ne gerek var? Kurun bir nöbet sistemi, çalışanların 1/3’ü fiziken, kalanlar da dışardan çalışabilsin. Mevcut ofis alanını ve dolayısıyla da buradaki sabit giderlerinizi 2/3 oranında küçültün.

Markete pazara gidilemez oldu, sanal market uygulamaları devreye girdi birden. Örneğin Migros’un sanal market uygulamasına olan talep 4 kat arttı. Tabi burada pazar dedik ama ben market diyim siz e-ticaret anlayın.

Kamu hizmetlerinde dijitalleşme hızlandı. İstenen evraklar, ıslak imzalar yerini sanal imzaya ve epostaya bıraktı. Bürokrasi birden azalıverdi. Demek ki olabiliyormuş. Daha fazlası da elbette olabilir…

Okula gitmeden evde eğitim alma/vermek yaygınlaştı, daha da yaygınlaşacağa benziyor. Bu aslında sadece bir dönüşüm de değil. Buna, başlangıç düzeyinden üniversitesine kadar tüm eğitim kurumlarını sorgulatacak, yeniden yapılandıracak bir durum demek lazım.

Dünya ekonomisinin aslında ne kadar kırılgan olduğunu gördük hep beraber. “Dünyanın en güçlü devleti” olmak da bugünden yarına anlamını yitirdi hepimizin gözlerinin önünde.

İnternet altyapısı yeni durumda ortaya çıkan trafiği kaldırmakta zorlanıyor. 5G ve fiber altyapısına (hatta daha da yeni yöntemlere) eskiye göre çok daha fazla ihtiyacımız var. Elektrik ve suya erişim ne derece bir haksa, internete erişim de aynı düzeyde bir hak oldu diyebiliriz.

Caddeler, meydanlar, yollar insandan arındı. Meydan diğer canlılara kaldı. Aslında bu da bize, insandan ari olduğundan ekosistemin ne kadar hızlı bir şekilde tamire uğrayabildiğini gösterdi.

Örnekler artırılabilir. Ama diyeceğim o ki, bu iş bize herşeyin ne kadar kolayca darmadağın olabildiğini ve düzeltmenin ise ne kadar zor olduğunu gösterdi. Ama madem gündemimiz sağlık, o zaman şu sözle bitireyim. ⬇️

İnsanoğlu olarak menfaatimiz için birbirimizle savaşmak için ne kadar hazır ama sağlığımız için bir virüsle savaşmak için ne kadar hazırlıksız olduğumuzu gördük…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir